28 Mart 2012 Çarşamba

Closed Beta havası ve Engineer

Bu yazıma "Guild Wars 2'nin uzun süredir beklenen betası nihayet geçtiğimiz haftasonunda yapıldı ve biz de betaya girebilme şansını yakaladık" diye çok klasik bir başlangıç yapmak istemiyorum (iyi ki), ama sanırım yaptım bile.

Guild Wars 2'yi oynamak gerçekten de çok büyük bir lütuf oldu bizim için ve Hakan (Spin) ile birlikte oynarken kendi kendimize sürekli "vay arkadaş yaa, Guild Wars 2 oynuyoruz hehehe" diye kaç defa söylendiğimizi hatırlıyorum (1 kere ben yaptım bunu aslında sadece). Heyecanımızın doruk yapacağını biliyorduk ve günün ilk bombası, cuma gününden bahsediyorum, Hakan'ın fotoğrafları ile şenlendik kendi aramızda. Buzdolabını enerji içecekleriyle, meyve sularıyla doldurmuş kendisi, belli ki haftasonunun tamamını bilgisayarının karşısında geçireceğini düşünmüş. Ama beklenmedik gelişmeler onun bu heyecanını kendisinden aldı götürdü; betayı oynamak için yaptığı bunca hazırlığa rağmen beklediğinden çok çok daha az süre oynayabildi betayı. Ne var ki bunlar birlikte güzel zaman geçirdiğimiz gerçeğini değiştirmiyor; kendisi Ranger oynayarak geçirdi neredeyse bütün zamanını, ben de aynı şekilde Engineer oynadım. Hakan'ın ranger ile ilgili genel fikirleri pet'inin ona itaat etmemesi ile 5v5'de dövdüğü elementalist'ler arasında gidip geldi. Benimse PvP'de doğru build'i tutturma amacıyla engineer'de denemediğim şeykalmadı. Genel özetimi yazının başlarında evvela böyle bir yapayım.

Oyuna ikimiz de insan karakter açarak başladık ve karakter yaratırken yaptığınız seçimlerin oyuna ve genel kişisel hikayenize (personal story) nasıl yansıdığını böylece daha iyi görme şansımız oldu. Senaryonun akışı karakterinizin nasıl bir ortamda yetiştiğinden, hayattaki amacına ve nasıl bir mizaca sahip olduğuna kadar büyük ölçüde değişim gösteriyor. Fazla spoiler vermeden örnek vermek gerekirse, ben kişisel hikayemde kız kardeşimin ölümünü ve onun öcünü almak isteyişimi kendime amaç edinmiştim. Hikayenin ilk bölümü sonradan sonraya bunun üzerine yoğunlaşıyor ve 20. seviyeye kadar olan ilk bölümün sonlarında çok büyük bir sürprizle karşılaşıyorum. Bu arada betada kişisel hikayenin sadece 20. seviyeye kadar olan kısmını oynayabiliyoruz; 20. seviyedeki görevi tamamladıktan sonra "Kişisel Hikayeniz oyun çıktıktan sonra devam edecek" diye bir uyarı alıyorsunuz ve daha fazla ilerleyemiyorsunuz. Genel olarak diyaloglardaki bütün konuşmalarınız da mizacınız ile doğrudan alakalı. Eğer kaba kuvvet kullanırsanız oyunda epey aksiyon yaşayacağınız kesin :)

Event'ler, şunlar, bunlar

Belirtmem gerekir ki oyunda bildiğimiz manada bir tane "quest" bulunuyor ve o da zaten sizin kişisel hikayeniz. İnsan karakterle ilerlerken daha ilk bölgede 5 - 6 tane standart event var. Bu standart event'leri diğer oyunlardan bildiğimiz quest'lere benzetebiliriz, ama çeşit olarak mükemmel bir dağılım var. Bir bölgeyi centaur saldırılarından savunduğunuz event'ler human bölgesindeki iki bölgenin neredeyse tamamına hakim, sanki buraya daha hikayeler veya yaratıklar eklenebilirdi. Centaur öldürmekten gına geldi. Bir de Ettin'ler var, ama onlar daha çok Kessex bölgesinin sonraki bölümlerinde ortaya çıkıyor ve güzel farklı event'lerde de rol oynuyorlar.

Küçük event'lerin yanında "chain event'ler" de oyun dünyasına çok tatlı detaylar getirmiş. Bir defa bir bölgede chain event'in varlığını arabirimdeki quest'ler kısmında takip edebiliyorsunuz; eğer chain event'in yaşanacağı bölgenin yakınındaysanız, o bölgenin o anki durumu ile ilgili bilgileri takip ediyorsunuz, "Bataklık şu sıralar durgun", "Seraph orduları olasu bütün bölgelerde güvenliği sağladı" gibilerinden. Eğer bir gelişme olursa doğrudan bilgilendiriliyorsunuz ve event'in hangi aşamada olduğunu gayet güzel takip edebilme olanağınız var. Yoğunluklu olarak human bölgesinde oynadığımız için Charr ve Norn bölgelerindeki chain event'leri göremedik, o yüzden onlar hakkında fikir yürütemiyorum, ama betada açık olan human bölgesinin ikisinde de birer tane chain event yer alıyordu; buradan hareketle hemen hemen her bölgede bir tane chain event bulunabileceğini düşünüyorum.

Human bölgesindeki ilk chain event Guild Wars 1'deki anılarımızı canlandırması bakımından bizi aşırı heyecanlandırdı diyebilirim, karnımda kelebekler uçuştuğunu hissettim ^_^ Bunun nedeni human bölgesinin ilk chain event'inin Temple of the Ages'de geçmesi ve gördüğümüz her şeyin bize ilk oyunu hatırlatması. Bu bölgeye gelene kadar zaten diğer NPC'lerden bölge ile ilgili bilgileri sürekli takip ediyorsunuz, Underworld'den gelen hayaletlerin ortalıkta cirit attığını falan duyuyorsunuz, heyecanlanıyorsunuz. Bölgeye gider gitmez de zaten ilk gördüğünüz şey resmen gözlerinizi yaşartıyor; ortalık Aatxe'lerden geçilmiyor adeta ve her tarafta Underworld'e açılan portallar var, buralardan da sürü halinde Aatxe'ler çıkıyor. Bataklıklarda yüzerken derinlere indikçe yıkılmış Grenth heykelini görmek inanılmaz bir duygu yoğunluğu yaşatıyor; şu an hislerimi tarif edemiyorum. İlk oyunu oynamış olanların burayı gördüklerinde kesinlikle gözleri dolacak; Semkan'ı, Kaan'ı düşünemiyorum bile :) Buradaki chain event'in ilk amacı portall'ları kapatmak. Portalların hepsini yok ettiğinizde içeriden über boyutlarda bir boss çıkıyor, ismi Shadow Behemoth ve zevkli de bir combat'a sahip. Chain event'i bitirdikten sonra ortaya büyükçe bir sandık çıkıyor ve bu sandıktan da rastgele transmutation stone'lar, mavi-yeşil kalitede eşyalar ve çeşitli buff yiyecekleri çıkıyor. Ama yaşattığı keyif tarifsiz. Hele aksiyon başladıktan sonra kameranın uzaklaşması, kocaman yaratığın karşısında ufacık kılıçlarla onu gerçekten uğraşarak öldürdüğünüz hissi... ...orgasmic

PvE yaparken geçirdiğim zamanı genel olarak güzel değerlendirmeye çalıştım ve betadaki iki human bölgesindeki bütün event'leri bitirdim, tüm skill challange'ları yaptım (bug'lu olan bir tanesi hariç) ve haritanın tamamını açtırdım. Skill challange'lar demişken, hoplamalı zıplamalı skill challange'lar çok eğlenceli. Kessex bölgesindeki mağaraların birinde bulunan skill challange çok hoşuma gitti; sonuna varmak için epey uğraştırdı. Çeşitlilik bakımından da güzel şeyler var, yani sadece 5 - 10 yaratık öldürdüğünüz challange'lar geneli oluşturmuyor.

Crafting

Tüm bunların yanında crafting'i de güzel detaylandırmışlar. Yaratıkları öldürdüğünüzde ham maddelerine dönüştürebileceğiniz çeşitli salvage item'ler düşürüyorlar. Bu işlemi çeşitli kalitelerdeki salvage kit'ler ile hallediyorsunuz; kaliteden kastım da, örneğin basic salvage kit nadir bir ham madde bulma olanağınızı %20 artırıyor, bir üst kalitesi %40 artırıyor falan. Hayvanları öldürdükçe düşen salvage item'leri bozduğunuzda deri falan elde ediyorsunuz. Benzer şekilde insanlardan düşen salvage item'ler de size maden sağlarken, silahlardan da genelde tahta parçaları ve çeşitli madenler çıkıyor. Crafting'deki ilerleyişiniz experience (XP) ile gerçekleşiyor. Yani bir tarifi yaptığınızda, normal XP'nin haricinde crafting'e özgü başka türlü bir XP alıyorsunuz ve crafting'de seviye ilerledikçe tariflerin kalitesi düşüyor, bu yüzden de daha az XP alır oluyorsunuz. Bu sistemin bir hoşluğu en azından herhangi bir tarif ile mesleğinizde ne kadar ilerleme kaydedeceğinizi bilmeniz. Örneğin 124'ten 125'e geçeceksinizdir, ama elinizde düşük kalite item üretmek için bolca malzeme varken, tek bir item ile seviye atlamanızı sağlayacak tarifin malzemesi yoktur. Diğer MMO'larda, atıyorum 10 item üretseniz bile 1 seviye atlayamayabilirken, bu sayede en azından 10 item üretirseniz seviye atlayacağınızı biliyorsunuz. Bu özellik benim hoşuma gitti.

Crafting'deki ilginç bir diğer özellik de "discovery" bölümü. Burada elinizdeki materyalleri birleştirip yeni yeni eşyalar keşfedebiliyorsunuz, ve dahası mesleğinizdeki ilerleyişin temelini bu özellik oluşturuyor. Guild Wars 2'deki crafting'in temeli, üreteceğiniz eşyanın bileşenlerini öncelikli olarak üretmekten geçiyor. Örnek verecek olursam, bir greatsword yapmak istiyorsanız önce o greatsword'un sapını ve keserini yapmanız lazım. Sapı için 3 copper bar, keseri için de yine 3 copper bar gerekiyor diyelim. Bu ikisi greatsword'unuzun ana iki bileşeni. Buna bir de mod eklemeniz lazım; örneğin condition hasarını artırmak için bir mod kullanabilirsiniz, ya da healing power'ınızı artırmak için bir mod. İşte bu üçünü discovery bölümüne koyarsanız, koyduğunuz mod'un özelliğine göre bir item keşfediyorsunuz. Crafting'de beta boyunca ilerleyebildiğim kadarıyla altı mod ile karşılaştım, ilerledikçe daha farklı mod'lar açılıyordur. Sırf discovery bölümü ile çok uzun zaman geçirecek, sadece olayın bu kısmı ile ilgilenecek insanların olacağından kesinlikle eminim. En azından bir şeyler keşfettiğiniz hissini vermeyi başarmışlar.

WvW ve 5v5 combat

Bu kısım aslında bizim için garip bir deneyim oldu, çünkü oyunun gazıyla başlayıp PvE karakter açıp oynadıkça, bir süre sonra fark ettik ki daha hiç WvW yapmamışız. Kafamıza dank eder etmez soluğu WvW haritasında aldık ve sistemi incelemeye koyulduk. Dediğim gibi, bu çok enteresan bir deneyim oldu. Haritaya gittiğimizde ilk olarak kendimizi "lobi" olarak adlandırdığımız bir bölgede bulduk. Burada bir sürü insan vardı ve çeşitli skill kombinasyonlarını, build'lerini, skill efektlerini falan deniyorlar, görüyorlardı. Birincisi şunu belirtmem gerekir ki 10. seviye bir PvE karakterle doğrudan Mists'e adım atar atmaz doğrudan doğruya 80. seviyeye çıkıyorsunuz ve size önceden hazırlanmış bir build veriliyor, skill'leri ve item'leri yerli yerinde. Siz tabii isterseniz girip istediğiniz modifikasyonu yapabiliyorsunuz, trait ağaçlarını sıfırlayabilir, NPC'lerden farklı item'ler alabilir, gönlünüzce değişim yapabilirsiniz. Oyun piyasaya çıktıktan sonra bu sistemin ne kadarının bu şekilde muhafaza edileceğini bilmiyorum, ama PvP'ye adım attıktan sonra denge unsuru sebebiyle bu bahsettiğim "item sağlanma" olayının bu şekilde duracağı aşikar.

5v5 olayın bu kısmı. Bütün skill'ler, trait'ler, item'ler açık; istediğini yapıp girebilirsin. Betada yalnızca iki 5v5 haritası yer alıyordu; bunlar Battle of Kyhlo ve Forest of Niflhel'di, önceden gördüklerimizden farklı bir şey yoktu yani. Bu ikisinden Battle of Kyhlo'yu daha çok beğendiğimi söylemem lazım. Sebebi de taktiksel açıdan daha özgürlükçü bir harita düzenine sahip olması diyebilirim. Evlerin üzerinden atlama, çatılardan çatılara zıplama olayı yüzünden ve alanların biraz daha dar olması nedeniyle burayı sevdim. Sırf bu sebepler yüzünden, engineer ve mesmer gibi, kontrol üzerine yoğunlaşan sınıfların avantajlı olduğu noktalar fazla.

WvW'ye baktığımızda ise bunca zamandır söylenen şeylerin doğrulandığını görmek hoşumuza gitti. WvW'ye girdiğinizde normal PvE'deki karakteriniz 80'e çıkıyor, ama 5v5'in aksine bütün skill'ler ve trait'ler açık değil. Burada bir şeyler yaptıkça XP kazanabiliyorsunuz ve seviye atlama olayı gayet güzel işliyor; sırf burada zaman geçirerek 80. seviyeye çıkabilmeniz mümkün. Onu geçtim, harita çok büyük ve oyuncuların tamamı burada mükemmel vakit geçirecektir. WvW haritasında spawn olduğunuz nokta bütün WvW bölgesinin kalbi, Eternal Battleground denen bölge. Tabii siz burada kendi server'inizin ana bölgesinde bulunduğunuz için burası size tahsis edilmiş bir yer, dolayısıyla düşman server'ların buraya kadar gelmelerine izin verileceğini zannetmiyorum. Bu ana noktaya dört farklı portal yerleştirilmiş. Portalların her biri diğer server'lardaki bölgelerinize geçiş olanağı sağlıyor. Yani siz, örneğin kırmızı server'in oyuncusu olarak yeşil server'in haritasına gidip oradaki bölgeleri de ele geçirebilirsiniz. Tabii bu epey riskli.

Biz Hakan'la birlikte kırmızı server'in oyuncusuyduk ve bir noktada yeşillerin borderland'ine giderek oradaki bir supply camp'ı ele geçirdik, geçirir geçirmez de ele geçirme potansiyelimizin olduğu herhangi bir kuleye gitmek üzere supply taşıyacak bir de dolyak hazırlandı. Ele geçirdiğimiz bu camp'a kendi guild'imize geçirebiliyoruz bu arada ve çeşitli avantajlardan da yararlanabiliyoruz, supply dolyaklarına eşlik edecek guard'lar tutmak gibi. Biz iki kişi olarak çıktığımız bu macerada supply camp'ı ele geçirmekte zorlanmadık, ama yakında bir kulemiz olmadığı için hazırlanan dolyak'ı yola çıkarmayı başaramadık. Bu arada bizim bu ele geçirdiğimiz supply camp savunmasızdı, dolayısıyla bu camp'ı kolaylıkla ele geçirdik. Daha önceden Eternal Battleground bölgesinde ele geçirdiğimiz supply camp'ı zorlukla ele geçirmiştik, sebebi de oraya önceden sahip olan guild'in o bölgeye guard NPC'ler yerleştirmiş olmasıydı. Öle kalka almıştık, daha sonradan orayı da bizden almışlardı.

WvW'yi ilk duyduğum günden itibaren nasıl bir yer olacağıyla ilgili fikirler aklımda şekillenmeye başlamıştı ve şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, benim aklımdaki WvW ortamını yaratmayı başarmışlar. Haritanın büyük olması ve waypoint azlığı nedeniyle ulaşımın sıkıntılı olması dışında benim fazla bir çekincem yok. Ah bir de nerede bir PvP aksiyonu varsa harita üzerinde görünmese iyi olacakmış, anında zerg tepenizde bitebiliyor zira.

Engineer

Yazının başında da dediğim gibi, oyundaki ana karakterim olacağı için beta boyunca neredeyse tüm zamanımı engineer oynayarak tükettim. Engineer'de bolca build denemeye fırsatım oldu ve genel olarak dual pistol kullanmaya çalıştım. Aslında sonradan fark ettim ki bu bir hataymış, çünkü dual pistol doğrudan doğruya karşı tarafı kontrol altında tutmak adına bir build, neticede hasar miktarı epey düşük. Off-hand'deki pistol'den gelen Glue Gun skill'i alan etkili immobilize (hareketsiz bırakma) condition'u veriyor. Bunun 5v5'de işime yaradığı noktalar çok fazlaydı. Off-hand'deki pistol'den gelen diğer skill her ne kadar ağır burning (yanma) condition'u verse de, genel olarak diğer silah kombinasyonları arasında bu tarz etkiyi yaratacak bir alternatif göremedim. Shield'in ise savunma adına verdiği skill'lerin biri doğrudan melee, diğeri ise doğrudan ranged saldırıları savuşturmada faydalı. Bunların ikincil kullanımları da yine aynı mesafelerden saldıranlara karşı hasar verme üzerine kurulu. Shield'in doğrudan oyun planını etkileyecek özellikleri var, fakat sanki yalnız kalındığında faydalı olacak türden. Ne var ki iki silah setimden birini pistol + shield yaparım gibi görünüyor ilk planda. Neticede kontrol bazlı özellikleri off-hand'e pistol almadan da sağlayacak utility skill'leri var engineer'in.

Utility skill'leri demişken, bütün engineer skill'lerine bakıldığında oyun yapınızın en azından bir tür device ve weapon kit'e olabildiğince hakim olmanızı gerektirdiği bariz biçimde belli. Elinizde olan device kit'ler; bomb kit, grenade kit, mine kit ve med kit. Grenade kit beta boyunca ne çok kullandığım kit oldu ve ne yalan söyleyim, diğerlerine oranla en faydalı olacağını düşündüğüm kit de bu. Yalnız şu da var ki, grenade kit kullanım açısından biraz zor. Sebebi de kullandığınız bütün skill'lerin alan etkili olması ve kullanacağınız bölgeyi sizin seçmek zorunda olmanız. Yani örneğin, 1'e basıyorsunuz, bombayı atacağınız bölgeyi seçeceğiniz dairesel alan çıkıyor ve sonra da fare ile orayı tıklayıp (veya tekrar 1'e basıp) bombayı atmanız lazım. Tüm bu işlemler aksiyon içinde biraz ağır hissettiriyor. Çünkü engineer aşırı aktif oynamanız gereken bir sınıf ve pek de hata affeder cinsten değil. Yine de bu kit içinde karşınızdakine blind (kör), chill (donma) condition'ları veren skill'lerin varlığı onu kullanmanıza sebebiyet verebilir. PvP'de iş yapacaktır kesinlikle. Bomb kit ise kişisel favorim diyebilirim, ne var ki PvP'de peşinizden koşan bir Warrior veya Guardian yoksa hiç avantajlı değil, çünkü kullandığınız skill'lerin tamamı bulunduğunuz noktaya bomba bırakıyor ve bir saniye sonra da bıraktığınız bombalar patlıyor. Big Ol' Bomb gibi inanılmaz hasar veren bir skill'e sahip ve çok üstünkörü edindiğim bir izlenim sonucu en fazla hasarı veren skill'ler de bomb kit'te yer alıyor. Ama işte, sadece melee mesafede kullanılabildiği için bu kit biraz daha PvE'de işe yarar. Mine kit'ten de kısaca bahsedeyim; mine kit'i kullandığınızda skill barınıza 5 tane aynı skill'den geliyor. Hepsiyle de yere aynı mayını bırakıyorsunuz ve sonuçta 5 tane mayın bırakabilirsiniz. Bunları sonradan toolbelt'inizdeki kısayoldan patlatyorsunuz, hepsi bu. Çok güzel :)

Weapon kit'lerde ise tercihlerimiz şöyle; tool kit, flamethrower ve elixir gun. Engineer'i oynadığım süre boyunca turret'lerimi kullanmaya özen gösterdiğim için bu weapon kit'lerinden herhangi birini uzun uzadıya inceleyemedim, ama flamethrower'ın über güzel hasar yaptığı belli. Elixir gun'u adamakıllı denemek için trait ve build kurdum, denedim de. Biraz uğraşınca ölümsüz oluyorsunuz, healing adına da çok sıkıntı çekmiyorsunuz ama hasar vermede eksikliği çok fazla hissediyorsunuz, bu da elixir gun'u daha ziyade destek sınıfı yapıyor biraz; ama 5v5 combat'ta yer bulacaktır.

Turret'lere gelecek olursam. Turret'lerin normal kullanımlarının haricindeki ikincil kullanımları inanılmaz orijinal, kullanışlı ve doğrudan turret hasarına dayalı bir build kurarsanız karşınızdakini canından bezdirebilirsiniz. Net turret, rifle turret ve rocket turret; üçü de birbirinden güzel. En çok kullandığım turret'ler rifle turret ve rocket turret; biri sürekli bleeding veriyor, diğeri patlıyor ve yakıyor. Tek kelime ile bayıldım. Bu turret'lerin verdiği hasarı artırdığınızda, az önce de dediğim gibi, siz sadece karşınızdakini kontrol altında tuttuğunuz müddetçe ölüşünü izleyip tadını çıkarın.

Engineer hakkındaki genel fikrim, engineer'in zor bir sınıf olduğu yönünde. Genel tasarım mekanizması hoşuma gitti, pek çok güzel detay ve taktiksel açıda farklılık yaratılabilecek unsur mevcut. Hani her oyunda bir takım sınıflar vardır ya, "ulen şu sınıfı iyi oynayan adam karşısındakini öttürür" denilen, engineer işte öyle bir sınıf. Alışması da, oynaması da zor görünüyor. Doğrudan hasara yönelik sahip olduğu skill'lerin sayısı fazla değil, bu da onu kullanım alternatiflerini çoğaltmaya itiyor, neticede de yoğunluklu olarak anti-melee bir sınıf ortaya çıkmış. Engineer'in PvP'deki duruşu zaman içerisinde ne aşamaya gelir bilinmez tabii, ama bir bölgeyi savunma adına engineer'lerin ellerinde sürüyle olanak var. Ben bu sebepler nedeniyle 5v5 combat'ta engineer'in yerinin sağlam olacağını düşünüyorum.

...Ve bu arada sanırım bu şimdiye kadar yazdığım en uzun blog yazım oluyor. Bu kadarını okuduysanız özellikle teşekkür ederim :) Oyun çook güzel olmuş, bayıldık bayıldık...

18 Mart 2012 Pazar

10 Nisan'da hangi Guild Wars 2 paketini almalı?

Bir önceki yazımdaki kehanetim gerçekleşmeyecek diye çok korkmuştum, ne yalan söyleyeyim. Zira son zamanlarda "şu olacak, bu olacak, kesin öyle" diye söylediğim hiçbir şey gerçekleşmiyordu ve ben de artık bu işlerden elimi eteğimi çekmeye başlamayı düşünüyordum ...ki sonunda önceden tahmin ettiğim bir şey gerçekleşti ve buradan biraz daha ekmek yiyebilirim :) Beta davetlerinden söz ediyorum. 12 Mart ile başlayan hafta içinde bir şeyler olabilir demiştim, iyi ki de demişim, bombardıman misali bir dünya yeni bilgi geldi ve nihayet beklemeye başlayabileceğimiz bir tarih var. O tarih 10 Nisan.

Geçen hafta olan biteni önce bir özetleyecek olursam; ilk olarak pazartesi günü Arena NET bir video yayınlayarak betaya başvuran bir milyon oyuncuya seslendi ve herkese teşekkür etti, bütün başvuranları betaya alamayacaklarını dile getirdi ve bu ilk betaya katılamayacak olanlara sonraki betalar için şans diledi. Bu video o hafta içinde bir şeyler olacağının belirtisiydi zaten, ki salı günü Guild Wars 2'nin ön-satınalma / pre-purchase (ön-sipariş / pre-order değil, üzerine basarak söylemekte fayda var) tarihi 10 Nisan olarak ortaya çıktı, bütün detaylarıyla; bu konuyu şimdilik atlıyorum, zaten yazının geri kalanında bundan bahsedeceğim. Ve nihayet cumartesi günü de, yani dün, bu ay sonunda yapılacak ilk beta haftasonu için davetler gönderilmeye başlandı. Beta'ya katılacak oyuncuları tebrik ediyorum (-_-) ve dün beta davetiyesi alamayan oyuncuların bir iki gün daha e-mail'lerini kontrol etmesini salık veriyorum, çünkü beta davetiyesi gönderiminin birkaç gün daha süreceği söylendi. Bu arada tekrar hatırlatmakta fayda var; ola ki beta'ya seçilirseniz NDA anlaşması altında olacağınızı bilin. NDA anlaşması sizin herhangi bir şekilde video ve görüntü paylaşmanıza izin vermiyor, aksi halde GW2 hesabınızın silinmesine kadar varan yaptırımlarla karşı karşıya kalmanız söz konusu.

Neyse, asıl konuya dönelim. 10 Nisan'da ön-satınalmaya açılacak olan oyun üç farklı sürüme sahip olacak. Bu sürümlerin herhangi birini almanız durumunda bir defa kesin olarak 10 Nisan'dan sonra yapılacak bütün beta haftasonlarına katılım hakkınız oluyor, oyun içi bir eşyaya sahip oluyorsunuz ve oyun resmi olarak piyasaya çıkmadan üç gün önce oyuna önceden başlayabiliyorsunuz. Bunların hepsi de güzel promosyonlar ve kesinlikle oyuncuları cezbeden şeyler; ben GW2 oynayacak insanların çoğunun kesinlikle bu şekilde oyuna başlayacaklarını düşünüyorum. Ön-satınalma içeriğinin açıklanışının ardından oyunculara verilecek olan bu oyun içi eşyanın oyuncular arasında bir eşitsizlik yaratabileceğine dair yorumlar oldu. Buna kesin olarak şu şekilde yanıt vereyim; "eşitsizlik yaratacak" diye bir ifadeyi bir defa aklınızdan silin, öyle bir şey olmayacak. Bu eşya (ki bu bir yüzük aslında) bütün özelliklerinize +2 puan ekliyor, ki bu eşyayı en fazla 30. seviyeye kadar falan kullanacaksınız (belki o kadar bile değil), sonrasında da gerçekten hiçbir şey ifade etmeyen bir eşya olacak, hatta çantanızda fazla yer kapladığı için söyleneceksiniz bile. İlk GW oyununda da aynı şekilde eşyalar vardı, hatta bu eşyalar doğrudan silahtı, ama hiç sıkıntı yaratmadı. O yüzden gönlünüz ferah olsun.

Gelelim farklı sürümlere. Bunları uzun uzadıya burada açıklayacak değilim, buyurun bu linkten detaylı bir şekilde okuyabilirsiniz. Yazıda isimlerinden Normal, Deluxe ve CE (Collector's Edition) olarak bahsedeceğim.

Birincisi Normal paket. İçeriğinde sadece oyun var, yani Deluxe ve CE'deki oyun içi görsel ögelerin hiçbirine sahip değil. Bu sürümün Avrupa'da 55€'dan satılacağı duyuruldu (TL olarak bir duyuru yok henüz) ve dediğim gibi, içinde sadece oyun var. Benim şahsi yönlendirmem, eğer Deluxe veya CE içeriği, "en ufak bir şekilde" size tatmin edici gelmediyse düşünmeden Normal paketi almanız şeklinde olacaktır. Çünkü en nihayetinde siz zaten aslında oyunu oynamak istiyorsunuz, peşinizde dolaşacak 2 - 3 pikselin pek umurunuzda olacağını sanmıyorum (minipetten bahsediyorum).

İkincisi Deluxe paket. Deluxe paketi Normal'den ayıran şeyler sadece oyun içi özelliklerden ibaret. Bu özelliklerin arasında guild'inize ve PvP aktivitenize puan veren tek kullanımlık eşyalar ve beş gün kullanabileceğiniz taşınabilir bankanız yer alıyor. Ben işin aslını isterseniz bunların hepsini doğrudan yok sayıyorum. Düşündüğünüzde, zaten oynadıkça elde edeceğiniz şeyler olacağı için bunlar, 20€ fark vermeme sebep olacak kadar değerli değil. Elite skill ve minipet'e gelince; bunlar tamamen kişisel tercihinizle alakalı. Eğer minipet koleksiyonu yapmayı düşünürseniz, zaten kesinlikle bunu alacaksınız. Elite skill'in de "situational" kullanımları olabilir, çok ihtimal vermemekle birlikte, olabilir diyebiliyorum ancak. Bu son iki oyun içi özellik 20€ fark vermek için sizi etkiliyorsa, bunu tercih edebilirsiniz.

CE'ye gelecek olursak, adı üzerinde CE; koleksiyon yapıyorsanız, "Guild Wars 2 ile alakalı en über paketi almalıyım, o derece gaz durumdayım yani" diyorsanız almamanız diye bir şey söz konusu bile olamaz. Ben mesela içeriğindeki her şeye resmen aşık oldum. Charr action figure'ünden tutun da resim çerçevesine kadar HERŞEYİNE bayıldım. Ama işte, fiyat etiketine gözüm ilişiyor o an, o biraz sıkıntı. 150€. Nokta.

Ben hangisini alacağım? Şahsen öncelikli olarak aralarından hangisini "tercih etmeyeceğim" diye kendime soracak olursam, kesinlikle Deluxe almayı aklımın ucundan geçirmediğimi bilmenizi isterim; minipet için 20€ fark vermem. Diğer ikisi arasında ise beynimin ve kalbimin seçimlerinin farklı olduğunu söylemek zorundayım :) Kalbim CE derken, beynim Normal diyor. Tiglon'un CE'yi Türkiye'ye getirip getirmeyeceğini doğrulama şansına sahip olamadım henüz, en yakın zamanda bununla ilgili bir şeyler öğrenmek lazım. Kimbilir, belki Tiglon benden önce davranıp müjdeli haberi verir. Arena NET'in CE'nin ön-satınalma prosedürü hakkında verdiği bilgiler ışığında oyunun CE kutusunun Türkiye'ye Guild Wars 2 piyasaya çıkar çıkmaz gelmesinin çok büyük önemi olduğu ortaya çıktı; o yüzden ola ki Tiglon bu konuda bir sorun yaşarsa, CE sahiplerinin oyunu bir süre oynayamaz hale gelmeleri gibi bir durumları söz konusu olacak ne yazık ki. Eh, hepsinden öte fiyatının yüksek olması da düşündürücü. Aslında bir kere alıp sonraki birkaç sene hiç para vermeden oynayabilecek olmanızı göz önüne alırsanız mantıklı bir yatırım gibi görünebilir, evet.

Bütün bunlara bakarak ben büyük ihtimalle Normal paketi alacağım diyebilirim ve sizin de Normal almanızı öneriyorum şahsen. Neticede en az iki üç tane betaya katılacağınız garanti, üç gün önceden de oyuna başlayacaksınız, başlar başlamaz da yüzüğünüzü takarsınız, oh ne ala. Bence mantıklı olan bu. Siz ne dersiniz bilemem tabi, yorumlarınızı bekliyorum :)

10 Mart 2012 Cumartesi

Beta'ya davetler ne zaman başlayacak?

Bir önceki blog yazımın üzerinden bir aya yakın zaman geçmesinin, basın beta'sının yapılıp bitmesinin, etrafın video ile dolu olmasının ve oyuncu betası başvurularının başlayıp bitmesinin sanki hiç önemi yokmuş gibi buralar böyle bir sessiiiizz... sakiiinn... ne kadar da güzel :) Heh, bunca önemli olayın yaşanıp bitmesinin ardından söylenecek çok söz var elbette, nitekim söylendi de; forumlarımız beyin fırtınalarıyla, komplo teorileriyle ve diğer bir sürü fikirle doldu taştı son 15 - 20 gündür. Sırf o nedenle ve artık yeni haberler çıksın düşüncesiyle, en kaba tarifiyle, "eskiyen" bu gelişmelerle ilgili bir şey söylemeyeceğim; zaten şu dakikadan sonra "beta güzeldi, şöyleydi, böyleydi" sözleri sinirlerimizi eşik şiddetinde bile etkilemiyor, çünkü artık hepimiz oynamak istiyoruz.

Oyuncu betası başvuruları 50 saatlik bir süre içinde 1 milyon başvuru alarak sonuçlandırıldı ve Mart ayı sonlarında yapılacak beta haftasonu ile oyunu bir miktar insan nihayet oynayabilecek. İyi güzel de, beta davetleri ne zaman gönderilecek?

Hani ArenaNET'in topluluk yöneticileri demişti ya, "mail kutularınızı sürekli F5'lemekten vazgeçin, davetlerin gönderileceği zamanı önceden duyuracağız, trolololol" diye. İşte, ona istinaden bir duyurunun geçen hafta değil de ondan önceki hafta yapılacağını bekliyorduk; meğer bir yanlış anlaşılma olmuş, en azından benim tarafımdan. Yapılan duyuru, oyuncu betası haftasonunun Mart ayı sonlarında yapılacağının duyurusuymuş. Bu duyurunun yapıldığı gün topluluk yöneticilerinden biri, Rubi'ydi yanılmıyorsam, ikinci bir duyuru yapıp daha detaylı bilgiler vereceklerini söylemişti. Velhasıl kelam, o duyuru yapılmadı; ya da dediğim gibi o günkü duyuru betanın yapılacağı zamanın belirtildiği duyuruydu, ya da öyle bir şey.

Her neyse, gelelim soruya: Beta'ya davetler ne zaman başlayacak? Bu konuda benim, ve forumdan arkadaşım Spin'in (Hakan) naçizane düşüncesi, ayın 12'si ile başlayan hafta içerisinde davetlerin gönderilebileceği yönünde. Bu çıkarımı da şu şekilde yaptık: "Mart ayının sonlarındaki beta" diye düşünürseniz ve takvime bu şekilde bakarsanız, tüm günleri aynı haftasonu diliminde yer alan en son haftasonunun, 23 Mart ile başlayıp 25 Mart ile biten haftasonu olduğunu görürsünüz. Daha önceden yapılan açıklamaya göre haftasonu gerçekleşecek betaların cuma akşam saatlerinde başlayıp pazar sabah saatlerinde bitmesi planlanıyor; yanılmıyosam basın betasında da aynı zaman dilimi kullanıldı, GW1'deki beta haftasonları da aynı şekilde gerçekleşti. Dahası NC Soft bu tarz betaları seviyor ve bir diğer NC Soft oyunu Aion'da da aynı sistem uygulanmıştı.

Yine konudan sapıyorum: Şimdi, betanın boyutunun 14GB civarında olduğu biliniyor. Bu da standart bir ADSL bağlantı ile çok çabuk indirilebilecek bir miktar değil. Tahminimize göre Arena NET, kullanıcılarını hem dosyayı indirip hem de betaya başlamak adına, her ne olursa olsun aynı haftaya sıkıştırmak da istemeyecektir. Bu da bizi beta davetlerinin gönderilmesi ve dosyanın indirilmesi için bir hafta ek süre tanınabileceği düşüncesine yoğunlaştırıyor, yani 12 Mart ile başlayan önümüzdeki haftaya.

Heh. Yani Arena NET topluluk yöneticilerinin söylemiyle, 12 Mart gecesi saat 00:00:01'den, ya da Seattle  yerel saatiyle 12 Mart 10:00:01'den (TSİ) itibaren "e-posta kutularımızı F5'lemeye" başlayabiliriz. Beta bana çıkacak mı? Tabii ki çıkmayacak, hiç mi hiç şansım yoktur bu olaylarda. Spin'e çıkacak mı? Beş e-posta adresiyle başvurduysa beşine de çıkacağından adım gibi eminim :)