23 Temmuz 2012 Pazartesi

Legacy of the Foefire

Yine bir rehavet, yine bir sıcakların beyne vurması nedeniyle sinirlerin lakayt bir tutum içine girmesi, bir kendini bilmezlik ...ve iki aydan uzun süredir yazı girilmemesi. 14 Mayıs stress testi ve Diablo 3'ün çıkışının aynı güne denk gelmesi üzerine geliştirdiğim, (...en azından kendi kafamda) bu işin tutmayabileceğine dair fikirlerimin beni yanıltmamış olmasına sevindim. Her ne kadar Diablo 3'ü öyle deli gibi beklememiş olsam da, yıllar yılı yaratılan hype nedeniyle olmadık yere meğer kendimi Diablo 3 bekler bulmuşum. Ve iki ay sonra geriye dönüp bakıyorum da, bir ay oynamamışım bile oyunu. Her neyse. Muhtemelen bunlar bu blogda D3 ile ilgili görebileceğiniz son satı ...aaand it's gone

Guild Wars 2'nin çıkışından önceki son betayı da oynadık ve artık resmi olarak 35 günden birazcık fazla bir süre kaldı; şımarıklık yapmadan bekleyeceğiz artık, başka çaresi yok :) Ve madem son beta da bitti, Asura'yı ve Sylvari'yi gördük, oyunun üzerinden şöylemesine kabataslak bir biçimde geçmenin sırasıdır. Başta söylemem gerekir ki türlü sebepler yüzünden Haziran ayındaki betayı ve son iki stress testi (bunları da betadan sayarsak) kaçırmış biri olarak oyunda sizin zaten önceden görüp kanıksadığınız bazı şeyler benim için yenilik. Arayüzdeki değişiklikler, sPvP'deki turnuva modu, "nispeten" düzeltilmiş optimizasyon falan gayet güzel, hoş. Hepsine birer birer değinecek değilim, ama özelliklerin hepsini üst üste yığdığımız zaman oyuna "tamam artık, olmuş bu" diyebiliyoruz. Sınıf dengeleriyle ilgili olan sıkıntılar bir MMO'nun yapım sürecinin en son parçalarından biri olduğu için release'de ve release'den sonra zaten sürekli olarak düzenlenecek, dengelenecektir. Guild Wars 1'de bu çok sık yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyordur mutlaka; bazı gimmicky build'ler gereğince nerf'lenir veya çeşitli farklı mekaniklerle diğer sınıflara çeşitli özellikler kazandırılabilir. Bu tarz konulara ArenaNET'in mutlaka çözüm bulmakta zorluk çekeceğini sanmıyorum; isteyen Guild Wars 1'deki Smiter's Boon skill'ine yapılanlara göz atsın.

Legacy of the Foefire

Son betada şahsen benim en çok görmek istediğim şeylerin başında yeni PvP haritası vardı. Nedeni de çok basit; Guild Wars 2'nin PvP'sinin Guild Wars 1 GvG'sine en yakın olduğu noktanın bu harita olması. Çok fazla açıdan bu böyle çünkü. Guild Lord mantığı, mekanın ilk oyundaki yapıları anımsatması, Ascalon civarlarında olması, lore ile bağının bulunması... Tabi bu saydıklarımın hepsi benim daha haritayı görmeden ilk aklıma gelenlerdi, içeri girip biraz dolaşmaya başlayınca ve mekanikleri fark ettikçe yavaş yavaş burukluk bile duymaya başladım. Böyle söylememin nedeni benim Guild Wars'a duygusal olarak fazlasıyla bağlı olmam ve yeni oyunda gördüklerimi hala tam manasıyla içime sindirememem olabilir, o yüzden bunların hiçbiri Guild Wars 2'nin genel kalitesiyle alakalı değil. Benim gerikafalılığım :)

Foefire haritasında ilk oyundaki önemli bir oyun dinamiği gayet güzel muhafaza edilmiş, o da savaşın büyük bir kısmının haritanın merkezinde geçiyor olması (ilk oyunda burada bayrak mekanı olurdu ve iki dakika boyunca burayı elinde bulunduran takım "morale boost" alırdı). Bu tasarım bana biraz istemsizce kotarılmış gibi geldi ama amaç ne olursa olsun, madem bu harita ilk oyunun yapısına en yakın harita olacak, bu olayın böyle olması çok hoşuma gitti. Haritaya genel olarak bakıldığında iki takımın kendi ana base'lerine çok yakın birer capture point'leri var. Oyun başlar başlamaz her iki takım da buraya birer oyuncularını gönderip ele geçiriyorlar ve doğrudan doğruya orta alanda 4'e 4 bir savaş potansiyeli oluşuyor. Orta alanın ele geçirilmesinin önemi de işte burada ortaya çıkıyor. Az önce dediğim gibi, bir GvG aksiyonu olsa, orta alan en stratejik bölge olmuş olurdu ve Foefire haritası bu şekilde "bayrak" yerleştirme mantığı olmadan bunu başarmış.

 Foefire'ı GvG'ye benzetirken ilk saydığım özelliğin Guild Lord olmamasına şaşırdınız mı yoksa :) Aslında haritanın bu mekaniğinde bir takım sıkıntılar var, şöyle ki; Guild Lord'a ulaşmak Guild Lord'u öldürmekten daha zor. "Olması gereken de bu değil mi?" derseniz, değil derim. Sebebini birazdan anlatayım. Betadaki haritada takımların Guild Lord'larının bulunduğu bölgelerinin önünde kırılması gereken bir de kapı vardı. Bu kapıya saldırılmaya başlandığı andan itibaren zaten karşı takım uyarılıyor ve strateji de ona göre değişiyor. Hot-Join sPvP'de o kadar etkili olmasa da turnuva modunda takımlar beşer kişilik olduğu için bu andan itibaren yapılan her hareket anahtar bir hal alıyor, çünkü capture edilmesi gereken üç bölge ve aynı zamanda da savunulması gereken bir Lord var. Ya takımı bölüp Lord'u savunmak üzere bir veya iki kişiyi base'e gönderebilirsiniz, ya da Lord'u tamamen gözardı edip capture point'lerin tamamını ele geçirmeye odaklanabilirsiniz. Şunu söyleyeyim, benim yaptığım maçların tamamında Lord'u adeta unuttum. Çünkü Lord'a saldırıp onu öldürmeye ayıracağınız zamanı diğer bölgeleri ele geçirip oraları elinizde tutmak için ayırdığınızda bariz biçimde daha fazla puan kazanacaksınız. Lord'unuza saldırıldığında ise zaten otomatik olarak karşı takımdan en az bir kişi üstün olacağınız için hem capture point'leri savunmak daha kolay olacak, hem de istediğiniz anda Lord'a savunma göndermek için daha geniş bir zaman dilimine sahip olacaksınız.

Lord mekaniği şu iki yöntemden biriyle çözülebilir: Birincisi Lord'ların verdiği puan artırılabilir, örneğin 250 puan. Zira Guild Wars 1'de GvG'yi doğrudan kazanmanın tek koşulu Guild Lord'u öldürmektir; bunu böylesi dramatik biçimde etkili halde oyuna kazandırmak Guild Lord'u öldrümeyi daha anlamlı kılacaktır. İkincisi ise Lord'un verdiği puanı değiştirmeden, base'lerdeki kapıları kaldırarak ona ulaşmayı daha kolaylaştırmak. Bu yöntem Guild Lord'lara Forest of Nilfhel'deki boss'lar gibi bir anlam kazandırmış olacak, ama tabii Nilfhel'deki boss'ların aksine Lord'lar tekrar tekrar spawn olmayacaklar. İlk sistem benim çok daha hoşuma gitti. Çünkü bu sayede takımların base'lerinde 3'e 3 veya 4'e 4 savaşlar yaşanabilir ve, haritanın büyüklüğüyle birlikte split yapılabilecek olması ihtimalini de dikkate alırsanız karşı taraftaki capture point için de mücadele eden 1'e 1 epik kapışmalar da görebilirsiniz.

Tabi bunları burada yazarak havanda su dövüyorum, ArenaNET'e ulaştırmam lazım bu düşüncelerimi. Evet :)


1 yorum:

  1. güzell değerlendirme olmuş Erdem okurken gerçekten böyle olsa daha iyi olur dediğim GvG hakkında bende böyle bir durum iletmeyi düşünüyorum ArenaNET'e :)

    YanıtlaSil